İMAMOĞLU EL YÜKSELTTİ

Kemal Kılıçdaroğlu CHP Grup Toplantısı’nda “Görüyoruz ki, işi kayyuma kadar götürme hevesindeler. Ekrem Başkanımıza bu komployu devam ettirirlerse, kayyum atama aptallığına girişirlerse bunu bir diktatörün halkına karşı uyguladığı terörizm olarak göreceğiz. Bunu yapmaya kalkarlarsa kimse Bay Kemal’den sabır beklemesin açık ve net söylüyorum. Cehennemin kapılarını açarlar, hiç kimse için iyi olmaz” açıklamasından bir gün sonra Ekrem İmamoğlu, bir hafta içinde ikinci kez kameraların karşısına geçti. Geçen hafta hem “ahmak” davası hem de “terör soruşturması” için “hukuki değil siyasi kararlar” diyen İmamoğlu bu kez “yasal kumpas” vurgusu yaptı ve el yükselterek Kılıçdaroğlu’na paralel bir açıklamayla önce belgelerle “Pandoranın kötülük kutusunu” açtı, arkasından da “Gökkubbeyi başlarına yıkarız” diyerek “kavgayı büyüttüğünü” açıkladı…

Nasıl demesin?

İmamoğlu’nun görevden alınacağı ve İBB’ye kayyım atanacağı sıklıkla dile getirilirken, iktidar “görevden alma” kararında boşluk bırakmamak, fire vermemek için yargıyı tam anlamıyla devreye sokmuş durumda. “Ahmak” davasındaki akıl almaz ceza ve siyasi yasak kararı yetmemiş olacak ki, İçişleri Bakanlığı eliyle önce yeni bir “terör soruşturması” başlatıldı, arkasından da Fatih Portresi’nin satın alınması ile ilgili başka bir soruşturmayı daha devreye soktu. İktidar İmamoğlu’na karşı o kadar organize bir hale geldi ki, önümüzdeki günlerde de DİYADER davasının yeni duruşmasını da  “örgüt üyeliği” iddiasını bir kez daha İmamoğlu’nun önüne koyacak. İmamoğlu ile ilgili savcılık İçişleri Bakanı’nın raporuna uygun olarak soruşturma açarsa, İçişleri Bakanı’nın “ahmak” davasının İstinaf’ta ve arkasından Yargıtay’da onanmasını beklemeden İmamoğlu’nun görevden alması gündeme gelecek!

İmamoğlu kayyım atama tehlikesinin çok yakınlaştığını ve hukukun tümüyle devre dışı bırakıldığını gördüğü için haklı olarak el yükseltiyor. Çünkü hukuk, can güvenliği, adalet gibi kavramlar yalana dönüşmüş durumda. İçişler Bakanı’nın rahatlığı ve arka arkaya yaptığı açıklamalar, Adalet Bakanı’nın en azından “ahmak” davasının hakimiyle ilgili iddiaları gündeme getirip süreci işleteceğine, İmamoğlu’nun Süleyman Soylu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı soruşturma talebini işleme alacağına İmamoğlu için „Hiç kimse yargı görevini yapan hakim ile savcıyı tehdit edemez, İmamoğlu da tehdit edemez. Tehdit eden her zaman karşısında hukuku bulur“ demeyi tercih ederek İmamoğlu’nu bir kez daha hedefe oturttu!

Schreiben Sie einen Kommentar