İMAMOĞLU’NUN ADAYLIĞI HEMEN AÇIKLANMALI

İmamoğlu için üç olasılık konuşuluyordu:
Birincisi, CHP Genel Başkanlığı’na aday olması.
İkincisi, Fransa’da Macron modeli benzeri ayrı bir siyasi parti kurması.
Üçüncüsü ise İBB Başkan adaylığını açıklaması.

İmamoğlu 15 Ağustos’ta yaptığı Basın Toplantısı ile kendi üzerinden süren tartışmalara son noktayı koydu ve “İstanbul ve Türkiye’nin kaderleri mühürlüdür, ben de kendimi İstanbul ile mühürlü kabul ediyorum” vurgusu yaptıktan sonra “İstanbul için yola çıkıyorum” dedi. Bu açıklama sonrası İmamoğlu’nun yine değişim ve gelecek mesajları vermeye devam edeceği kesin olsa da, bu mesajlarının dozunun ve hızının düşeceği ve İmamoğlu’nun 31 Mart 2024’de yapılacak yerel seçimlere kadar asıl olarak “daha fazla İstanbul” diyeceği de kesindir!

İmamoğlu yaptığı açıklamada, düşünsel ve yapısal bir tartışmadan kopuk ve “lidere indirgenen” bir değişim tartışmasının uzamasının yalnızca Kılıçdaroğlu’nu değil kendisini de yıprattığını gördüğü için İstanbul tercihini uzlaşma ve diyalog mesajlarıyla bütünleştirerek verdi.

İmamoğlu parti içine çok açık bir biçimde “aramızdaki tartışmaları bir kenara bırakmalıyız” mesajı verirken, CHP dışına da, adlarını vermese de İYİ Parti’ye de, HDP’ye de “masa başı ittifakı aşan ve partiler üstü bir ittifak olan “İstanbul İttifakı’nı yeniden kuracağız” mesajını verdi. 2019 yerel seçimlerinde “İstanbul İttifakı” önemli bir model olmuş, değişim isteyen seçmen hem sokakta, hem de sandıkta İmamoğlu için bir araya gelmişti. Bu en geniş ittifak, seçimin kazanılmasıyla da birlikte geniş kitlelerde heyecan yaratmış, geçtiğimiz yıl İmamoğlu’na verilen haksız ceza ve siyaset yasağından sonra Saraçhane Meydanı’nda yeniden ortaya çıkmıştı.

BAŞARININ KRİTERİ İKTİDAR

Konuşma metninde son derece dikkatli cümleler kurmayı tercih eden İmamoğlu değişim ve dönüşüm sürecinin öncülüğünü Kılıçdaroğlu’nun yapmasını bir kez daha önerirken “umutsuzluğa yer yok” vurgusunu da CHP üzerinden yaptı. Haklı olarak CHP’nin ikinci parti olmaktan övünemeyeceğini söyleyen İmamoğlu, CHP’nin “küçük iktidar partisi” olmamasının da altını çizdi. Bu önemli bir vurguydu, çünkü Türkiye’de diğer partilerin oy artışları ya da azalışları önemlidir, örneğin İYİ parti’nin, MHP’nin ya da HDP’nin veya TİP’in oy arttırması başarı olarak kabul edilebilir ama iki siyasi parti yani AKP ve CHP için siyasi başarıda kriter tektir: Yerelde ve merkezde iktidar olmak. İktidar dışındaki bir sonuç AKP için de CHP için de başarısızlıktır! Bu anlamıyla CHP için önümüzdeki dönemde başarının kriteri, içinde İstanbul ve Ankara’nın da olduğu  11 büyük şehir başta olmak üzere belediye başkanlıkları sayısını arttırmaktır. Bunu başaramadığı taktirde CHP’nin oy arttırıp artırmamasının tıpkı Mayıs 2023 seçim sonuçlarında olduğu gibi hiçbir hükmü yoktur! Gerçekten de “Artık CHP seçim kaybedemez. Kaybetmemeli. CHP, ikinci parti olmakla övünemez. Övünmemeli. Asla durum idare edemez. Etmemeli!”

CHP bu perspektifi önüne koyduğu andan itibaren İstanbul’u kazanmak zorundadır. İstanbul’u yeniden kazanmak ise İmamoğlu’nun da altını çizdiği gibi “Mayıs seçimlerinden sonra iktidarın muhalefeti topyekün tasfiye çabalarına karşı çok ciddi bir karşı koyuş ve yeniden başlangıç” anlamına gelecektir…

YENİ BAŞLANGIÇ

Seçimlerin üzerinden üç ay geçti, bazı açıklamaların yapıldığı ve çeşitli hazırlıkların olduğu bilinse de bile seçimlerle ilgili eli yüzü düzgün bir rapor bile yayınlanamadığı için CHP üyeleri de, CHP seçmeni de mutsuz, kızgın, öfkeli!

Schreiben Sie einen Kommentar