CUMHURİYET RÜZGARA KARŞI YÜRÜYENLERİN ESERİDİR

29 Ekim 1923’de ilan edilen Cumhuriyet de, dünyadaki tüm önemli siyasi ve kültürel değişimler de “ortalama aklın” değil “aykırı aklın” ürünüdür! 
Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul’un anahtarını İngilizlere teslim eden hilafetçilere ve mandacılara göre idamı hak ediyordu çünkü teslimiyeti değil aykırı aklı, direnişi ve değişimi temsil ediyordu! Atatürk “aykırı akıl yerine ortalama aklı” tercih etseydi, ne Kurtuluş Savaşı, ne de Cumhuriyet olurdu!

İkinci yüzyılda cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak için “aykırı akla” fazlasıyla ihtiyaç var! Çünkü “aykırı akıl” aynı zamanda cüretkar ve kararlı akıldır; devrimcidir, değiştirir ve dönüştürür! Cumhuriyetin ikinci yüzyılı başlarken yarım kalmış Anadolu aydınlanmasını tamamlamak için derlenip, toparlanmak ve bir kez daha rüzgara karşı yürümek gerekir!

25 Ekim 2023, İstanbul

Necdet Saraç

Schreiben Sie einen Kommentar