Sokak ve alan çalışmaları dışında Muharrem İnce’nin 20’ye yakın mitingine katıldım, gördüğüm net tablo şu: Muharrem İnce’nin motive ettiği geniş kitleler, yaşadıkları özgüven patlamasının da bir sonucu olarak, “örgütü de aşarak” kendi olanakları ve organizasyonlarıyla alanları doldurmakla kalmamış, son 30-40 yıldır yitirilmiş psikolojik üstünlüğü de ele geçirmiş durumdalar! Bu havanın doğal bir sonucu olarak en son İzmir mitinginde görüldüğü gibi her yeni miting, görkemi ve coşkusu bir önceki mitingi gölgede bırakıyor…
Partili, partisiz bir çok kişiye ve çevreye “huzur ve barış dolu başka bir Türkiye mümkün” hayali kurduran ve “işte bu” dedirttiren Muharrem İnce’nin kampanyası olanaksızlıklar içinde bırakın haftayı ya da günü, seçime 2 gün kala belli ki her saat biraz daha büyüyor. İnce rüzgarı her şeyi önüne katmış kovalıyor gibi…
Devlet devasa gücü ile dağı-taşı Erdoğan pankartları ve resimleriyle donatsa da Muharrem İnce’nin bu rüzgarı karşısında çaresiz kalıyor.
Baskın seçim kararı alırken bu kampanyayı da belli ki, yine “kutuplaşma ve korkutma” üzerine kurmuşlardı. Ancak ikisi de tutmadı. Kutuplaşma CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti yan yana gelince boşa düştü. Solcu, sosyalist, milliyetçi, dindar sokakta buluştu. Yan yana açılan stantlarda sıcak buluşmalar yaşandı… Kutuplaşma, Muharrem İnce “Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Trabzonlu yan yana olacak. Başka partililere de kardeşim diyeceğiz” deyince havada kaldı. Muharrem İnce başta olmak üzere Cumhurbaşkanı adaylarının tamamı da ilk kez Erdoğan’a doğrudan meydan okuyunca korkutma ezberi de bozuldu!
CHP’li, İYİ Partili, SP’li, HDP’li ama asıl olarak “partisiz” ya da daha doğru bir ifadeyle “aktif partili” olmayan geniş kitleler “cesur liderler” Erdoğan’a karşı meydan okuyunca korkuyu ellerinin tersiyle iterek müthiş bir kararlılıkla alanlara, sokaklara akmaya başladılar. Erdoğan’ı asıl çaresiz bırakan da sokaktaki bu gerçek…
Mecali kalmamış, sıfırı tüketmiş, hayalleri bitmiş AKP ve Erdoğan’da yarına dair yeni bir şey yok. Yeniye değil, Sedat Peker, Alattin Çakıcı, Tansu Çiller, Mehmet Ağar gibi eskilere ve tehdite sarılıyorlar…
Referandum kampanyasının merkezine oturttuğu ve sabah-akşam “Koalisyon kabus demektir” diyen Erdoğan, yaşadığı dramın da bir soncu olarak “300 milletvekilinin altında kalırsak koalisyona gidebiliriz” diyebiliyor! Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı değil de sanki Belediye Başkanı adayı gibi konuşmak zorunda kalıyor. Bol bol inşaat projesi anlatıyor.
Bunun yetmediği görüldüğü için Ankara’da olduğu Muharrem İnce aleyhinde sahte bildiriler dağıtılıyor, yetmiyor, İnce’nin “köyün gençleri ile okey oynuyoruz” notuyla 28 Aralık 2014 tarihinde paylaştığı montlu bir fotoğraf, akıllara ziyan bir tarzda yandaş basında “İnce 15 Temmuz’da Balıkesir’de tavla oynadı” diye manşete çıkartılıyor!
Bu yalanlara ve saldırı kampanyasına rağmen, Muharrem İnce’nin CNN International’e söylediği gibi, “sokağın gücüne inanmak, halkın değişime olan inancına güvenmek” gerekir, çünkü sokağın yükselen gücü her türlü yalanı da, manipülasyonu da aşar!
En yandaş yazarların, en yandaş kamuoyu araştırma şirketlerinin, hatta Abdülkadir Selvi’nin bile “ilk kez önceden sonucu kestirilemeyen bir seçime gidiyoruz” dediği bir ortamda seçim sonucunu kararlılıkla seçime giden ve oyuna sahip çıkan “Demokrasi İttifakı” belirleyecektir.
16 yıldır devam eden tek kişilik oyunu sona erdirmek elimizde. Barış ve kardeşliğin öne çıktığı başka bir Türkiye mümkün!
Bunun yolu Türkiye’nin normalleşmesinden geçiyor. Türkiye’nin normalleşmesinin yolu da Pazar günü parlamentoda “Başka Bir Türkiye Mümkün” diyen muhalefet güçlerini sayısal çoğunluğa, yani en az 301 milletvekilliğine, Muharrem İnce’yi de Cumhurbaşkanlığına taşımaktan geçiyor.
Seçime saatler kala, görünen şu ki, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Her halukarda yeni bir dönem başlıyor. Yakalanan psikolojik üstünlüğü iyi değerlendirmek ise değişimi isteyen partiler başta olmak üzere, değişimi isteyen herkesin sorumluğunda…
Şurası açık ki, Türkiye değişirse, bölge, bölge değişirse dünya değişir!
22 Haziran 2018, İstanbul
Necdet Saraç