23 NİSAN: HER ÇOCUĞA MEKTEP!

Çıkışında yüklendiği anlam itibariyle en önemli “milli bayramımız”olması gereken “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”, siyasal iktidarların 90 küsur yıllık tercihleri sonucunda geldiği aşamada önemsizleştirilmiştir.
Bu bayramın içeriğine yönelik olarak 12 Eylül darbesi sonrası yapılan değiştirme hamlesi, 12 Eylül’ün yarattığı AKP tarafından devam ettirilmiş ve bugün Gırgır Dergisi’nin kapağa taşıdığı resim ortaya çıkmıştır. Gırgır Dergisi’nin kapağında yer alan karikatürde hoca camiyi dolduran çocuklara şöyle seslenmektedir: “Bugün 23 Nisan, yılda bir gün bu Minber siz çocukların! Haydi bakalım bayramınız mübarek olsun” denmektedir…

Oysa bayramın ortaya çıkış koşulları ve nedenleri bellidir.
16 Mart 1920’de İstanbul işgal edilir, Osmanlı Meclis-i Mebusanı 18 Mart 1920 günü son toplantısını yapar, sonra dağılır. Mustafa Kemal, 19 Mart 1920 Heyet-i Temsiliye adına yayınladığı bir tamimle kurucu meclis niteliğinde “salâhiyet-i fevkalâdeyi haiz bir meclis”i Ankara’da toplantıya çağırır. Yeni meclisin seçim usûlünde nüfuslarına bakılmaksızın her livadan beş kişiden oluşması kabul edilir. Bu beş kişiyi ise belediye meclisi üyeleri ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin yerel yönetim kurulu üyelerinin seçmesi benimsenir. Ayrıca İstanbul’dan Meclis-i Mebusan’dan gelecek üyeler de seçilmiş üye kabul edilirler. Bu şekilde seçilenlerle ilk Büyük Millet Meclisi toplantısı 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanır. 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi kurulur, meclis süreci Cumhuriyet lehine hızla döndürmeye başlar.
23 Nisan 1920’de açılan meclisinin açılışının “Cuma namazı’nın kutsallığı” dikkate alınarak Cuma gününe denk getirilmesi, dine özel vurgular yapılması, Hacı Bayram Camisi’nde başlayan duaların meclisin içine kadar devam etmesi ve ilk açıklamada “hilafet ve saltanat makamının kurtuluşuna” özel vurgular yapılsa da sürecin hedefi bellidir: Padişahlığın yıkıldığı, hilafetin olmadığı bir Cumhuriyet! Meclisin ilk günü “padişahımız, görkemli padişahımız” şeklinde yapılan konuşmalar da padişaha çekilen telgrafta sonucu değiştirmez.
O koşullarda Türkiye Cumhuriyeti’nin gördüğü göreceği temsil kabiliyeti en yüksek bu “kurucu meclisin” hedefi çok açıktır: Ülkeyi işgalden kurtarmak, bağımsızlığı sağlamak ve ümmeti yurttaşa dönüştürmek!
Açılışta ancak 115 milletvekili yetişmiş olsa da toplam 414 milletvekili belirlenmiş, daha sonra bunun sayısı 380’de kalmıştır. 380 milletvekilinin “% 44’ü hükümetten, % 56’sı da halk tabakasından” oluşmuştur. 115 memurun olduğu mecliste, Sünni ve Alevi din adamlarının da içinde birlikte yer aldığı 69 sarıklı hoca ve şeyh vardır. Ayrıca 51 asker, 46 çiftçi, 37 tüccar, 29 avukat, 15 doktor ve 10 aşiret reise ağa vardır. Bu o dönemin Anadolu’sunun doğrudan resmidir.
Ve meclisin açılışını ve amacını hatırlatmak üzere kutlanmaya başlanan 23 Nisan bayramı bu anlamıyla bağımsızlık ve cumhuriyet vurgusu üzerine şekillenir. Bağımsızlık kadar Osmanlı saltanatının kaldırılması, İslami hilafet sonlandırılması önemlidir. Hâkimiyet-i Milliye yani “Milli Hakimiye Bayramı” da bu anlamıyla önemlidir…